-
1 dizili
1. متسلسل [مُتَسَلْسِل]Anlamı: dizilmiş olan2. مرتب [مُرَتَّب]Anlamı: dizilmiş olan3. مسلسل [مُسَلْسَل]Anlamı: dizilmiş olan4. منتظم [مُنْتَظِم]Anlamı: dizilmiş olan5. منضد [مُنَضَّد]Anlamı: dizilmiş olan6. منظم [مُنَظَّم]Anlamı: dizilmiş olan -
2 منضد
Iمُنَضَّد1. düzenliAnlamı: yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam2. muntazamAnlamı: düzenli, derli toplu3. katmerliAnlamı: kat kat olan4. tertipliAnlamı: düzenli5. diziliAnlamı: dizilmiş olan6. ahenkliAnlamı: uyumlu, düzenli olan7. nizamlıAnlamı: düzenli, tertipli8. düzgünAnlamı: doğru ve pürüzsüz, muntazamIIمُنَضِّد1. dizgici2. mürettipAnlamı: dizgici -
3 متسلسل
مُتَسَلْسِل1. aralıksızAnlamı: birbirine bitişik olma, aralarında açıklık bulunmama2. müteselsilAnlamı: zincirleme, arası kesilmeden3. ardılAnlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef4. ardışıkAnlamı: birbiri ardından gelen, mütevali5. kademeliAnlamı: aşamalı, basamaklı6. dereceliAnlamı: derecesi olan7. diziliAnlamı: dizilmiş olan8. silsileAnlamı: dizi, sıra -
4 مرتب
مُرَتَّب1. sistemliAnlamı: düzenli2. nâzımAnlamı: tertip eden3. düzenliAnlamı: yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam4. muntazamAnlamı: düzenli, derli toplu5. maaşAnlamı: aylık6. tertipliAnlamı: düzenli7. diziliAnlamı: dizilmiş olan8. ahenkliAnlamı: uyumlu, düzenli olan9. sıralıAnlamı: düzenlenmiş, dizili10. aylık -
5 منتظم
مُنْتَظِم1. düzenliAnlamı: yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam2. muntazamAnlamı: düzenli, derli toplu3. tertipliAnlamı: düzenli4. intizamlıAnlamı: düzgün, düzenli5. ahenkliAnlamı: uyumlu, düzenli olan6. diziliAnlamı: dizilmiş olan7. nizamlıAnlamı: düzenli, tertipli8. düzgünAnlamı: doğru ve pürüzsüz, muntazam -
6 منظم
Iمُنَظَّم1. nâzımAnlamı: tertip eden2. sistemliAnlamı: düzenli3. düzenliAnlamı: yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam4. muntazamAnlamı: düzenli, derli toplu5. tertipliAnlamı: düzenli6. intizamlıAnlamı: düzgün, düzenli7. diziliAnlamı: dizilmiş olan8. nizamlıAnlamı: düzenli, tertipli9. örgütlüAnlamı: teşkilatlı10. düzgünAnlamı: doğru ve pürüzsüz, muntazamIIمُنَظِّم1. üstenci2. örgütçüAnlamı: örgütleme işleriyle uğraşan3. teşkilâtçıAnlamı: teşkilatlama işleriyle uğraşan4. organizatörAnlamı: düzenleyici olan kimse5. müteahhit -
7 مسلسل
مُسَلْسَل1. aralıksızAnlamı: birbirine bitişik olma, aralarında açıklık bulunmama2. ardılAnlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef3. ardışıkAnlamı: birbiri ardından gelen, mütevali4. müteselsilAnlamı: zincirleme, arası kesilmeden5. kademeliAnlamı: aşamalı, basamaklı6. diziliAnlamı: dizilmiş olan7. sıralıAnlamı: düzenlenmiş, dizili8. silsileAnlamı: dizi, sıra
См. также в других словарях:
MÜTENASIK(A) — Birbirine uygun olan, münâsib ve nizam üzerine dizilmiş olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİZAM — Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dizili — sf. Dizilmiş olan, sıralanmış, mürettep Camekânında tam elli küçük şişe dizilidir. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
MENSUK — (Nesk. den) Düzgün olarak dizilmiş olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dizi — is. 1) Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra İki dizi inci. 2) Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri İşte bütün eserlerini bir araya toplayacak olan bu dizinin başına yazılacak ön… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tespihli — sf. 1) Tespihi olan 2) mim. Üzerinde bir sıraya dizilmiş tespih taneleri gibi yuvarlakları olan Birleşik Sözler tespihli silme … Çağatay Osmanlı Sözlük
MANZUM — Ölçülü, mizanlı, tertibli. * Vezni ve kafiyesi olan söz. Edebi ölçüsü olan sözler. (Kaside ve şiirler gibi). * Dizilmiş, sıralanmış, düzenlenmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
halka — is., Ar. ḥalḳa 1) Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı. F. R. Atay 2) Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı Perde halkası. 3) Değerli metallerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serpme — is. 1) Serpmek işi 2) sf. Serpilmiş durumda olan Serpme benli. 3) den. Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebessümlü — sf. Tebessüm eden, tebessümü olan Ümitli bir eda ile gelirler ve iki sıraya dizilmiş neşeli yüzler, tebessümlü ağızlar arasından geçerlerdi. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tespihli silme — is., mim. Üzerinde bir sıraya dizilmiş tespih taneleri gibi yuvarlakları olan silme … Çağatay Osmanlı Sözlük